Eski ABD Başkanı Donald Trump, Afganistan’daki askeri üsse dair tartışmaları yeniden alevlendirdi. Son dönemlerde, özellikle 2021'deki geri çekilme süreci sonrasında Afganistan konusundaki söylemleriyle dikkat çeken Trump, uzun süreli askeri varlığın önemine dikkat çekiyor. Afganistan, jeopolitik açıdan stratejik bir konuma sahip olması ve terörizme karşı mücadeledeki rolü nedeniyle ABD için her zaman kritik bir bölge olmuştur. Trump, "Oradan asla vazgeçmemeliydik," ifadeleriyle bu stratejik önemi bir kez daha gündeme taşıdı. Peki, gerçekten de Afganistan’daki üs ABD için bu kadar önemli mi? İşte detaylar...
Afganistan, tarihin en eski medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bir bölge olmasının yanı sıra, modern dönemde de süregelen çatışmalar ve jeopolitik çıkarlar açısından önemli bir konumda yer almaktadır. Ülkenin coğrafi konumu, Asya ile Ortadoğu’nun kesişim noktasında bulunması, enerji kaynaklarına ve ulaşım yollarına yakınlığı, onu uluslararası güçlerin ilgisini çeken bir alan haline getirmiştir. Trump, bu noktayı göz önünde bulundurarak, Afganistan'da kalmanın ABD'nin ulusal güvenliği açısından kritik olduğunu savunuyor.
2011'deki El Kaide'nin lideri Usame bin Ladin'in Pakistan'da öldürülmesi sürecinde bile, Afganistan’ın temel bir üssü olarak kullanıldığını hatırlatan Trump, “Terörizme karşı mücadelede, Afganistan’daki varlığımızın sürdürülmesi elzemdi,” diyor. Bu çerçevede, Trump yönetimi sırasında geliştirilen ‘Barış Anlaşması’nın, Taliban ile yapılan görüşmelerin sonuçlarının yetersiz bırakıldığı görüşünü de gündeme getiriyor. Afganistan'dan çekilmenin sadece askerler için değil, bölgedeki müttefikler için de pek çok olumsuz sonuç doğuracağının altını çiziyor.
Trump'ın böyle düşünmesinin ardında, Afganistan'dan çekilmenin getirdiği siyasi ve askeri karmaşanın yaşandığı bir ortam var. 2021 yılında ABD'nin askeri varlığının sona ermesiyle birlikte, Taliban’ın kontrolü hızla ele geçirmesi, ülkede kaosun patlak vermesine neden oldu. Bu durum, Trump tarafından "planlanmamış bir felaket" olarak nitelendiriliyor. Trump, geri çekilmenin yaşandığı dönemdeki yönetim hatalarını da eleştiriyor; bu hataların, terörist grupların güçlenmesine yol açtığını savunuyor.
Ayrıca, Afgan halkının yaşam standartları ve güvenlik durumunun da kötüleştiğini belirtiyor. “Geri dönülmez bir noktaya geldik,” diyen Trump, yalnızca askeri üslerimizin değil, aynı zamanda desteklediğimiz hükümetlerin de onların arkasında durmamız gerektiğini vurguluyor. Olayın üstünde düşünülmesi gerektiği konusunda oldukça ısrarcıdır; "Afganistan'daki varlığımızı sürdürseydik, bugün bu şekilde bir kaos içinde olmazdık." ifadesi, onun bu konudaki düşüncelerinin ne denli derin olduğunu gösteriyor.
Trump’ın Afganistan ile ilgili düşünceleri, birçok eleştirmenini ve uzmanı da düşündürüyor. Çoğu kişi, askeri müdahalenin ve sürekli bir varlığın getirdiği mali yük ve insan kaybı ile birlikte, barışın sağlanması için daha diplomatik yolların izlenmesi gerektiğini savunuyor. Ancak, Trump’ın perspektifi, ulusal güvenliğin sağlaması ve terör tehditlerinin ortadan kaldırılması noktasında askeri varlığın sürdürülebilirliğinin gerekliliği üzerine çok şey söylüyor.
Sonuç olarak, Trump'ın Afganistan'daki askeri üssü istemesinin ardında yatan sebepler, sadece Avrupa veya Asya'nın değil, aynı zamanda global ölçekte güvenliğin sağlanmasına yönelik ciddi kaygılar içeriyor. Müttefik ülkelerin güvenliğinde oynayacağı rol, kültürel etkileşimler, sınır güvenliklerinin sağlanması gibi konular, modern dünyada askeri üslerin önemine bir kez daha işaret ediyor. Ancak bu tartışmalar önümüzdeki günlerde daha çok şekillenecek ve gelişmeler izlenecektir. Trump'ın bu konuda ne kadar etkili bir ses olacağı ise merakla bekleniyor.