İstanbul, 2023 yılının Ekim ayında meydana gelen ve pek çok ilçede hissedilen bir depremin ardından yeniden sarsıldı. İkinci seferde bir binanın çökmesi, şehirde yaşayanların endişelerini arttırırken, yetkililerden de yeni önlemler ve açıklamalar gelmeye başladı. Depremin ardından hasar alan binaların durumu kritik bir hale gelirken, bu olay sonrasında bölgedeki diğer yapılar için de bir uyarı teşkil etti. İstanbul'daki yapıların depreme dayanıklılığı konusunda yaşanan bu olumsuz gelişmeler, kent sakinlerinin yanı sıra uzmanları da harekete geçirdi.
Olay, İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde meydana geldi. Güçlü depremin ardından, daha önceden hasar gören bir apartmanın çökmesi, binanın çevresindeki vatandaşlar arasında korkuya neden oldu. Olayın ardından hemen itfaiye, sağlık ve arama kurtarma ekipleri olay yerine intikal ederek, çökme sonucu altında kalanlar olup olmadığını araştırmaya başladı. İlk belirlemelere göre, çökme sonrası herhangi bir insan kaybı yaşanmadığı tespit edilse de, bölgedeki sakinler büyük bir şok yaşadı.
Çöken bina 1990'lı yıllarda inşa edilmişti ve depreme dayanıklılığı konusunda daha önce tartışmalara yol açmıştı. Sokaklar üzerindeki dev çökme, hem sürücüler hem de yayalar için ciddi bir tehlike oluşturuyordu. Olay yerinde incelemelerde bulunan uzmanlar, yapının zayıf temellerinin ve zamanla oluşan çatlakların bu çöküşte önemli rol oynadığını belirtti. Deprem sonrası hızlı bir şekilde ekipler çökme alanında güvenlik önlemleri alarak çevreyi kapsayan bir güvenlik şeridi oluşturdu. Ayrıca, çökme sırasında çevrede bulunan diğer binaların durumu da uzman ekipler tarafından değerlendirilmeye alındı.
Yetkililerin yaptığı açıklamalara göre, İstanbul özellikle deprem kuşağında yer alan bir şehir. Bu nedenle, deprem sonrası hasar gören binaların temel sorunlarının hızlı bir şekilde çözülmesi gerektiği ifade ediliyor. İnşaat mühendisleri ve şehir plancıları, İstanbul'daki yapıların çoğunun eski standartlara göre inşa edildiğini ve bu nedenle depreme dayanıklılıklarının sorgulanabilir olduğunu vurguladı. Bu çöküş, daha sağlıklı ve güvenli yapıların inşası için alışkanlıklarımızı değiştirmemiz gerektiğini ön plana çıkarıyor.
Uzmanlar, İstanbul'da yaşanan bu tür olayların üstesinden gelebilmek için geniş kapsamlı tasarımlar ve denetimler yapılması gerektiğinin altını çiziyor. Merkez üssü Marmara Denizi olan büyük depremlerin tekrar meydana gelmesi ihtimali, bu tür yapısal sorunların derhal çözülmesini zorunlu kılıyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve ilgili kurumlar, deprem öncesinde alınması gereken önlemler arasında inşaat denetimlerinin artırılması, eski binaların güçlendirilmesi ve vatandaşların bilinçlendirilmesi gibi maddeleri sıralıyor.
Bu çökme olayı, İstanbul’daki diğer riskli bölgelerdeki binalar hakkında hızlı bir şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmasını tetiklemiş durumda. Hızla yaygınlaşan bu korku, insanları iyice tedirgin etmeye başladı. Yaşanan bu olay, İstanbul halkının depreme hazır olmaları gerektiği konusunda bir hatırlatıcı niteliği taşıyor. Bina çökmesi ve sonrasında yaşanan bu olay, sadece bir bina ile sınırlı olmayan, bütün bir kentin deprem olgusuna karşı hazırlıklı olmasını sağlayacak bir ders niteliği taşıyor.
Sonuç olarak, İstanbul'daki bu olay, deprem yönetmeliklerinin gözden geçirilmesini ve uygulamada yer alan aksaklıkların giderilmesini yeniden gündeme getirdi. İlgili tüm kurumların el birliğiyle hareket etmesi gerektiği ise artık bir zorunluluk haline geldi. Depremlerin önlenemeyeceği gerçeği kabul edilerek, bunun yanında yapıların dayanıklılığının artırılması üzerine etkin stratejilerin geliştirilmesi şart. Yaşanan bu olay, İstanbul'un deprem gerçeği karşısında daha akıllıca adımlar atması gerektiğinin bir hatırlatıcısı olarak önemini koruyacaktır.