İsrail basınında yer alan son haberler, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın İran’a yönelik önemli bir adım atmayı planladığı yönünde bilgileri gündeme getirdi. Bu iddialar, Trump’ın bir kez daha uluslararası politika sahnesinde etkili bir rol oynamak isteğini gösteriyor. Trump'ın olası teklifi, İran’a “son şans” niteliğinde bir anlaşma önerisi olarak tanımlanıyor. Peki, bu teklifin arka planında ne yatıyor ve bölgedeki dinamiklere nasıl bir etki yapabilir? İşte detaylar.
Trump, 2016 seçimleri öncesinde İran ile yapılan Nükleer Anlaşma'yı (JCPOA) eleştirerek dikkatleri üzerine çekmişti. Görev süresi boyunca bu anlaşmayı sona erdirmiş ve İran’a ciddi ekonomik yaptırımlar uygulamıştı. Bu durum, İran ile ABD ilişkilerinin en kötü seviyesine ulaşmasına neden oldu. Bununla birlikte, Trump’ın döneminde yaşanan bu gerginlikler, 2021 yılında göreve gelen Biden yönetimi ile birlikte bir nebze de olsa yumuşama göstermişti. Ancak, Biden yönetiminin İran ile yeniden müzakere girişimleri, Trump’ın tabanında büyük bir tepkiyle karşılaşmıştı. Trump’ın son iddiaları, bu bağlamda yeni bir siyasi manevranın habercisi olarak değerlendiriliyor.
İsrail basınında yer alan bilgilere göre, Trump’ın İran’a teklif edeceği “son şans” anlaşması, Tahran yönetiminin nükleer faaliyetlerini kontrol altına almayı hedefliyor. Bu önerinin detayları henüz netleşmemiş olmasına rağmen, Trump'ın bu anlaşmayı yapmayı planladığı belirtiliyor. Teklifin, İran’ın nükleer programını durdurması karşılığında, ABD tarafından bazı ekonomik yaptırımların kaldırılmasını kapsayabileceği öne sürülüyor. Bunun yanı sıra, Trump’ın planladığı anlaşma ile İran’ın bölgedeki askeri faaliyetlerinin de kısıtlanması hedefleniyor. Bu bağlamda, Trump, İran’ın bırakılması gereken “yanlış yolda” olduğunu savunarak, uluslararası alanda daha fazla destek ve baskı oluşturmayı amaçlıyor.
Analistler, Trump’ın bu adımını, 2024 Başkanlık seçimleri öncesinde bir siyasi hamle olarak da değerlendiriyor. Trump’ın, eski rakibi Joe Biden yönetiminin İran ile olan diplomatik ilişkilerini eleştirerek, kendi desteğini yeniden canlandırmayı amaçladığı düşünülüyor. Bu doğrultuda, Trump’ın İran’a yönelik teklifi, sadece bölgede değil, global ölçekte de büyük tartışmalara neden olabilir. Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’a yönelik stratejileri, ülkenin iç politikasında ve dünya genelinde dengelerde önemli değişikliklere yol açabilir.
Sonuç olarak, Trump’ın İran’a yönelik önerdiği “son şans” anlaşmasının içeriği ve durumu, önümüzdeki günlerde daha fazla ayrıntı kazanacaktır. Hem ABD’nin iç politikası hem de Orta Doğu’nun dinamikleri üzerinde yaratacağı etki bakımından dikkatle izlenmesi gereken bu gelişmeler, bölgedeki gerginlikleri artırabilir veya azaltabilir. Trump’ın hareketlerinin, sadece uluslararası alanda değil, aynı zamanda iç politikada da nasıl bir yankı bulacağını herkes merakla bekliyor.