İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, vatandaşların dikkatini çeken bilirkişi davasında 25 Ekim 2023'te gerçekleşecek duruşmaya katılmama kararı aldı. Ancak karar, pek çok kişinin merakını artırdı ve İmamoğlu’nun bu süreçte neler yaşadığına dair soruları gündeme getirdi. İmamoğlu, avukatlarının da duruşmaya katılmayacağını duyurarak dikkatleri üzerine çekti. Dava süreci, Türkiye gündeminin sıcak konularından biri olurken, İmamoğlu’nun bu adımı siyasi arenada çeşitli spekülasyonlara yol açtı.
Bilirkişi davası, özellikle kamuoyunu yakından ilgilendiren konularda uzman kişilerin görüşlerinin alındığı bir yargı sürecidir. Bu tür davalarda, genellikle teknik bilgi gerektiren meselelerin çözümü için alanında uzman isimler mahkemeye çağrılır. Ekrem İmamoğlu’nun davasında ise bilirkişi raporunun, İBB’yle ilgili önemli detayları içermesi bekleniyordu. Ancak İmamoğlu’nun duruşmaya katılmama kararı, davanın seyrini değiştirebilir.
Ekrem İmamoğlu, kişisel olarak bu duruşmaya katılmama kararını, hukuki süreçlere duyduğu saygı ve mahkemenin işleyişine olan inancıyla açıkladı. Avukatlarının da katılmaması, müvekkillerinin davaya karşı bir strateji geliştirdiği düşüncesini ortaya koyuyor. Bu durum, siyasi bir tavır olarak yorumlansa da, hukuki veya pratik bir sebebi olup olmadığını zaman gösterecek. İmamoğlu’nun desteği olmadan yürütülecek bir savunma, bilinenin aksine duruşmanın daha az önemli hale gelmesine yol açabilir. Ayrıca bu karar, İmamoğlu’nun stratejisini merak eden siyasi analistler için de önemli bir materyal haline geldi.
Dava sürecinin devamı, sosyal medya ve siyasi platformlarda geniş tartışmalara yol açarken, İmamoğlu'nun bu duruşmanın sonucundan ne şekilde etkilenip etkilenmeyeceği merak konusu oldu. Ekrem İmamoğlu, adalet arayışını sürekli vurgularken, bu süreçte kaydedilen her adım dikkatlice izlenmeye devam edilecek. Mahkeme sürecinin ilerleyen aşamalarında, bilirkişi raporunun içeriği ve bunun İmamoğlu’na etkileri de önemli bir gündem maddesi haline gelecektir. Her ne kadar İmamoğlu ve avukatları bu duruşmaya katılmayı tercih etmemiş olsalar da, kamuoyunun tepkisi ve yargı sürecinin nasıl gelişeceği ilerleyen günlerde şekillenecek.
Sonuç olarak, Ekrem İmamoğlu’nun bilirkişi davasına katılmama kararı, İstanbul halkı ve genel olarak Türkiye siyasetini yakından ilgilendiren bir gelişme olarak hafızalara kazınacak. Bu durumun ardında yatan nedenler ve gelecekteki sonuçları, belirsizlik oluşturarak pek çok soruyu akıllara getiriyor. İmamoğlu, siyasetteki tecrübesini ve stratejik düşüncesini bu süreçte nasıl kullanacak, zamanla netlik kazanacak.