Birçok ailede gelenekler, kuşaklar boyunca sürdürülür ve geleceğe iletilir. Türkiye'de, böyle bir mirası yaşatan bir çift, 21 yıllık birliktelikleri boyunca dedelerinden kalan zengin kültürel mirası yaşatmayı başarmıştır. Eşli ikili, sadece ailelerinin mirasını değil, aynı zamanda toplumun da unutmaya yüz tutmuş değerlerini yeniden canlandırmayı hedefliyor. İki neslin bir araya geldiği bu yolculuk, kültürel bağların ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul'un gizli cennetlerinden birinde, hayallerini gerçeğe dönüştüren bir çiftin öyküsü var. Elif ve Hasan, dedelerinin mirası olan geleneksel el sanatlarını yaşatmak amacıyla lisanslı bir atölye kurdu. Başta ahşap oymacılığı olmak üzere, çeşitli el sanatlarını ve yerel zanaatları tanıtmak için çalışan ikili, bu alandaki bilgilerini günden güne artırıyor. Elif, çocukluğunda dedesiyle geçirdiği zamanları hatırlayarak, o anların kendisinde bıraktığı etkiyle yola çıktığını vurguluyor.
Çiftin atölyesi, sadece ürünlerin üretildiği bir alan değil, aynı zamanda geçmişe duyulan özlemi, kültürel mirası ve gelenekleri yeniden hayata geçirmek amacıyla bir topluluk merkezi olma işlevini de taşıyor. Atölyede düzenlenen atölye çalışmaları aracılığıyla, katılımcılara geleneksel tekniklerin yanı sıra, bu sanatların tarihini ve önemini de aktarıyorlar. Elif, “Yalnızca bir şeyler üretiyor değiliz, aynı zamanda geçmişten günümüze uzanan köklü bir bağ kurmaya çalışıyoruz,” diyor.
Hasan ve Elif, yıllar süren emeğin sonucunda, hem geleneksel ürünler hem de çeşitli sanat eserleri ortaya çıkardı. Yılmadan çalışarak, zamanla bu üretim sürecini hem fiziksel hem de sanal ortamda genişletmeyi başardılar. Sosyal medya platformları ve kendi web siteleri ile daha geniş bir kitleye hitap etmeye başlayan çift, ürünlerini bu kanallar aracılığıyla dünyaya tanıttı. Bununla birlikte, geçmişi tekrar canlandırmak amacıyla düzenledikleri etkinlikler ve seminerler sayesinde, yerel halkın ve özellikle gençlerin bu sanata olan ilgisini artırmayı başarıyorlar.
Elif, “Hedefimiz sadece kendimiz için değil, aynı zamanda topluma ve gelecek nesillere de bir katkı sağlamak. Dedelerimizin bıraktığı değerleri yaşatmak ve genç kuşaklara aktarmak bizim en büyük amacımız,” diyerek bu projeye duyduğu bağlılığı ifade ediyor. Çift, hem bireysel hem de aile olarak yapılan çalışmalarının ve elde edilen başarıların, toplumsal bir farkındalık yaratma potansiyeli taşıdığını düşünüyor.
Dedelerinden öğrendikleri bilgileri modernizi ederek aktaran Hasan, “Geleneksel el sanatlarının yaşatılması, yalnızca ustaların el becerisi ile değil, aynı zamanda bu kültürel değerlerin nasıl uygulandığı ile ilgilidir. Bu yüzden hem geçmişe saygı gösteriyoruz hem de bu bilgi birikimine gençlerin ilgisini artırmak için yeni yöntemler geliştiriyoruz,” diyor. İkili, müzelere, sanat galerilerine ve çeşitli kültürel etkinliklere katılarak, kendi eserlerini sergilemeyi ve daha geniş bir kitleye ulaşmayı hedefliyor.
Sonuç olarak, Elif ve Hasan, yalnızca bir çift değil, aynı zamanda kültürel mirası geleceğe taşıyan birer köprü gibiler. Her gün, geçmişten bugüne uzanan hikayeleri, geleneksel el sanatları aracılığıyla gün yüzüne çıkarıyor ve yeni nesillere aktarmaya çalışıyorlar. 21 yıllık bu yolculuk, artık sadece bir aile hikayesi değil; unutulmaya yüz tutmuş geleneklerin yeniden canlanmaya başladığı bir kalp atışı haline geldi. Toplumun değerleri ve kültürleriyle yeniden bağlantı kurma arayışında olan herkesin, bu yolculuktan ilham alması ve geleneklerini yaşatma sorumluluğunu üstlenmesi için bir davet niteliği taşıyor.