Son dönemlerde uluslararası ilişkilerde dikkat çeken bir gelişme, ABD’nin Yunanistan'la olan askeri işbirliği çerçevesinde yaşandı. Yunanistan, stratejik konumu nedeniyle uzun zamandır ABD’nin ilgisini çekmektedir. Ancak son günlerde ortaya çıkan bir durum, iki ülke arasındaki dinamikleri bir kez daha gündeme taşıdı. Farklı askeri hareketlilikler ve donanma üsleri üzerinde yapılan değişiklikler, ABD yönetiminin dikkatini çekti ve "Donanma üssünü kaleye çevirdiler" açıklamasıyla ifade edilen bir tepkiyle karşılandı.
Yunanistan, coğrafi konumu nedeniyle ABD’nin Akdeniz’deki stratejik planlamalarında kritik bir mühüm bulunmaktadır. Ülkenin doğu Akdeniz’deki konumu, hem NATO'nun savunma strajilerini hem de ABD’nin küresel askeri varlığını destekleyen bir unsur olmuştur. Hükümetin aldığı yeni kararlar doğrultusunda, Yunanistan’daki bazı donanma üsleri, deniz kuvvetlerinin modernizasyonu amacıyla önemli değişikliklere tabi tutulmuş durumda. Son dönemde, Donanma’nın mevcut üslerinin daha güçlü bir savunma mekanizmasına yönlendirilmesi, ABD’nin askeri müdahale kapasitesini artırmaya yönelik bir strateji olarak görülmektedir.
Ancak bu durum, yalnızca askeri bir nutuk değil; aynı zamanda diplomatik bir mesaj olarak değerlendirilmelidir. Yunanistan, Türkiye de dahil olmak üzere komşu ülkelerle olan ilişkilerini yeniden şekillendirmeye çalışırken, ABD’nin burada sarf ettiği sözler ve aldığı tutum, bölgedeki güç dengesini etkileyen önemli bir aktör konumunu pekiştirebilir. Özellikle Ege ve Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginlikler, ABD'nin askeri varlığının artmasına olan ihtiyacı pekiştirebilir.
ABD, Yunanistan'daki donanma üslerinin modernizasyonu konusunda adımlar atarken, bu durumun siyasi etkilerini de göz ardı etmemek gerekiyor. Yunan hükümeti, bu donanma üssünü yükseltme kararının yanında, ulusal güvenliği artırma amacı güttüğünü vurguluyor. Ancak eleştirmenler, bunun Türkiye ile olan ilişkilerde gerginliğe yol açabileceğine dikkat çekiyor. Türk hükümeti ve Yetkilileri, ABD’nin bu tutumunu, bölgedeki hassas dengeleri daha da bozabileceği yönünde eleştiriyor.
Yunanistan’ın, donanma üssünü adeta bir kaleye dönüştürme hedefinin, bölgedeki askeri varlığı arttırmak adına bir savaşı başlatmak veya yeni bir stratejik işbirliğine kapı açmak üzere olduğu düşünülüyor. Yunan hükümetinin, bu tür gelişmeleri göz önünde bulundurarak, halkın güvenliğini artırma adına almış olduğu kararların ise iç politikayla birlikte yürütülmeye çalışıldığı anlaşılmakta. Ancak bu durumun, gelecekteki dış politika tercihlerini ve Yunanistan’ın NATO içindeki rolünü de etkileyebileceği belirtilmektedir.
Sonuç olarak, ABD’nin Yunanistan ile olan askeri ilişkilerini güçlendirmesi, bölgedeki askeri dengeleri etkileme potansiyeline sahip bir unsur haline geldi. “Donanma üssünü kaleye çevirdiler” açıklamasıyla yanıt doğrudan ABD tarafından geldiği için, bu durumun hem uluslararası ilişkilerde hem de bölgesel güvenlikte nasıl bir değişime yol açacağı merak ediliyor. Yunanistan, almış olduğu bu stratejik kararlarla birlikte, bölgede yeni bir güç oyununun parçası olmaya devam ederken, ABD’nin ise karşıt görüşlerde ve taraflarda nasıl bir pozisyon alacağı ise büyük bir merak konusu.